Bugün sizlere gündemi fazlasıyla meşgul eden ve beklenmedik bir anda hayatımıza girerek yaşantımızda süre gelen tüm düzeni etkisi altına alan COVID-19 pandemisinin yetişkinleri olduğu kadar çocukları ve ergenleri de nasıl etkilediğini sevgili arkadaşım Psikolog Aslı Atıcı’dan öğrendiklerim doğrultusunda paylaşmak istiyor ve yardımcı olduğu için teşekkürlerimi iletiyorum.
Kendisi bu süreci toplumsal travma olarak nitelendirmekte. Diğer toplumsal travmalar ile kıyasla da bireylerin temel ihtiyaçlarından biri olan sosyalleşmenin sekteye uğramasının ciddi bir fark oluşturduğunu söylüyor.
Bu kapsamda; 20 yaş altına getirilen sokağa çıkma yasağı ve okulların kapatılması sosyal destek ihtiyacını etkilerken, okulların açılmasına yönelik ve LGS, YKS gibi sınavların zamanı ve içeriği hakkındaki belirsizlikler de ergenlerde kendi hayatları üzerindeki kontrolü tamamen kaybettiklerine yönelik inancı doğurabilmektedir.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, pandemi döneminde bireylerin olumsuz psikolojik etkileri azaltmak adına günlük hayatta sosyalliği elden bırakmamaları, ev içerisinde de kendilerine yeni bir rutin oluşturmaları yararlı olacaktır.
Bunun yanı sıra düzenli yapılan fiziksel aktivitelerde de (örn; dışarıda yapılan 1 saatlik yürüyüş gibi) bireylerin kendisini psikolojik olarak daha iyi hissedebileceğini göstermekte.
Dilerim ki bu yazı sizin için faydalı olmuştur.
Geçirdiğimiz bu süreci de hem kendi hem de sevdiklerimiz adına en kısa sürede atlatır ve yeni başlangıcımızda dünyamıza, doğaya, canlılara sahip çıkar, aslında temelde evrenin bizi cezalandırdığını da unutmayız..
Sevgiyle kalın…
0 comments