Prof. Dr. Gülcan Gürer, Dünya Ankilozan Spondilit Haftası sebebiyle özellikle 20 ile 40 yaş civarında genç erkeklerde rastlanan ankilozan spondilitin diğer bel ağrılarından nasıl ayırt edilebileceğini ve yapılması gerekenleri anlattı.
Omurga, kuyruk sokumu kemiği ve leğen kemiğini birleştiren eklemleri etkileyen iltihaplı romatizmal bir hastalık olan ankilozan spondilit için genetik yatkınlık önemli bir faktör.
Sabahları ağrıyla uyananlar, özellikle belde, kalçada, boyunda, sırtta yarım saatin üzerinde sabah tutukluğu ya da sertlik olanlar dikkat
“Önce genellikle kalçalarda başlayan, daha sonra bel, sırt ve boyuna kadar yayılarak ilerleyebilen ankilozan spondilit, halk arasında Suna Pekuysal ve Ahmet Mete Işıkara hastalığı olarak da bilinmektedir. Ankilozan spondilit hastalığı ailede varsa çocuklarda görülme riski daha yüksek olmaktadır. Ankilozan spondilit genetik ve çevresel faktörlerin birlikte rol oynadığı bir hastalıktır. Yatkınlığı artıran genetik faktörlerin başında HLA-B27 geni gelir. Bu genin bulunduğu hastalarda hastalık, daha şiddetli seyredebilirken, HLA-B27-negatif hastalarda daha iyi seyirli olabilmektedir. Kimi zaman hastanın hiçbir şikayeti olmazken, kimi zaman alevlenmeler olur” diyen Adnan Menderes Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı ve Romatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülcan Gürer, hastalık erken dönemde teşhis edilirse ilerlemesinin durdurulabileceğini belirterek bunun için erken tanının önemini vurguluyor. “Ayrıca erken dönemde, yani eklemlerde herhangi bir hasar oluşmadan hastalık teşhis edilirse, hastaya verilecek tavsiye, ev egzersiz programları ve ilaçlarla eklemlerde hasarın artması engellenebilir. Bu hastalıkta egzersiz yani hareket çok önemlidir. Bu hastalar mutlaka doktorunun önerdiği egzersizleri düzenli yapmalı ve belli aralarla doktoruna kontrole gitmelidir” şeklinde konuşuyor.
0 comments