TABiAT TARiHi MÜZESi ANKARA’DA

tabiat tarihi muzesi mta ankara (1)

Türkiye’nin tek tabiat tarihi müzesi , 1968 yılında Ankara’da kuruldu. Doğaya ait her türlü, canlı ya da cansız varlıkları Türk halkının ilgisine sunulduğu müze, Ankara için çok önemli bir kültür ve turizm merkezi. 1935 yılında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleri ile kurulan Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) bugün çağdaş müzecilik anlayışının en güzel örneklerinden birisini bünyesinde barındırıyor.

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü bünyesindeki Türkiye’nin ilk ve tek Tabiat Tarihi Müzesi 7 Şubat 1968’den beri ziyaretçilerine hizmet veriyor. Müze, doğanın milyonlarca yıllık tarihine ev sahipliği yapan 3 kat ve 5 bölümden oluşan teşhir salonlarında zengin bir koleksiyona sahip. Müzede Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden derlenmiş fosil, mineral, kayaç ve maden örneklerinin yanı sıra doldurulmuş hayvanlar da sergileniyor. Müze binasının mimari yapısı bedensel engelli vatandaşların rahat şekilde gezebilmelerine imkan sağlıyor. Ayrıca “Görme Engelliler’’ için hazırlanan bölümde, ziyaretçiler sergilenen örneklere dokunarak ve Braille alfabesi ile yazılmış etiketleri okuyarak farklı bir deneyim yaşama imkanına sahip. Konferans salonuyla kurum içi ve dışı konferanslara; sergi alanıyla muhtelif sergilere ev sahipliği yapabilen müzede konsepte uygun hediyelik eşya bölümü ile kafeterya da hizmet veriyor. Tabiat Tarihi Müzesi bünyesine 2013 yılında katılan Enerji Parkında; çeşitli enerji üretim şekilleri ve kaynakları sergileniyor. Burada petrol ve doğalgaz, madenlerimiz, kömür ve yenilenebilir enerji kaynaklarının üretim ve tüketim süreçleri eğlenceli ve öğretici bir şekilde sunuluyor.

Ankara Tabiat Tarihi Müzesi’nde Neler Var?

Milyonlarca yıl önce yaşamış dinozor ve hayvan maketlerinin yer aldığı müze bahçesi, Tabiat Tarihi Müzesi ’ne geldikleri andan itibaren ziyaretçileri doğanın renkli tarihinde yolculuğa çıkarıyor.

Tabiat Tarihi Müzesi’nin kapısı aralandığında dünyanın ve diğer gezegenlerin üç boyutlu modellerinin yer aldığı güneş sistemi, büyüleyici küresel görüntüleme sistemleri bilim küresi ile planetaryum, farklı gezegenlerdeki kütlemizin ölçülebildiği uzay terazisi, ay taşı, yıldırım taşı ve meteorit örnekleri görülüyor. Dünyamızın jeolojik gelişim süreçlerini anlatan bilgi panoları takip edildiğinde ise 140 milyon yıl önce yaşamış Allosaurus, 66 milyon yıl önce yaşamış T-rex ve uçan dinozor Pteranadonlar vahşi doğal ortamlarında sergileniyor.

3500 yıl önce Kahramanmaraş yöresinde yaşamış Maraş Fili çok yakın bir geçmişte Anadolu’da fillerin varolduğunu ispat etmekte. Adana’nın yumurtalık sahilinde karaya vurmuş olarak bulunan uzun balinaya ait iskelet ise derin maviliklerdeki yaşama dair ipuçları veriyor.

Bugüne kadar yaşamış en büyük kara memelisi olan ve Kırıkkale yakınlarında bulunan dev gergedan Baluchithetirum’a ait fosiller 25 milyon yıl önceki Anadolu topraklarını hayal etmemize imkan sağlarken dev okyanus canlısı Ammonit, Anadolu’nun 190 milyon yıl önceki Tetis okyanusunun tabanı olduğunu kanıtlamaktadır.

Yeryüzündeki aşınma, taşınma ve birikmenin en güzel şekilde gösterildiği Çökelme Ortamları Maketi, ziyaretçilerimize zaman içinde gelişen jeomorfolojik oluşumları tanıtma fırsatı verirken sarkıt-dikit-sütun yapılarının görüldüğü Karstik Mağara Modeli farklı bir deneyim yaşatmaktadır.

13.bin yıl önce Manisa’nın Kula bölgesinde yaşamış insanlara ait ayak izleri ve prehistorik döneme ait taş aletler insanlığın uzun yürüyüşünü, avlanmak ve beslenmek için ortaya koyduğu mücadeleyi anlatmaktadır.

 Türkiye’de yaşamış, soyu tükenmiş ve tükenmekte olan 150’ye yakın hayvan ve bitki örneğinin doğal ortamlarında sergilendiği Diorama Bölümü’nde, 1974 yılında Ankara’nın Beypazarı yöresinde vurulmuş ve Türkiye’de türünün bilinen son örneği olan Anadolu Leoparı yeniden hayat bulurken birbirinden renkli kuşlar, sürüngenler, deniz canlıları Anadolu’nun zengin faunasını gözler önüne seriyor.

Mineraloji Bölümünde, yerkabuğunun yapı taşları olan mineraller ve çeşitli minerallerin farklı jeolojik süreçlerde bir araya gelmesiyle oluşmuş kayaçlar sergilenmektedir. Adı ülkemizle birlikte anılan lületaşı, oltutaşı, mermer, bor ve diyaspor Anadolu topraklarının zenginliklerine tanıklık ederken, Türkiye Madencilik Tarihi bölümünde eski madenci aletlerinden taş havan, kırma ve ezme taşları, madenin ergitildiği pota ve kalıp örnekleri ziyaretçilerimize Anadolu madenciliğinin öyküsünü kısaca anlatıyor.

Her yıl yüzbinlerce ziyaretçiyi ücretsiz olarak ağırlayan MTA Tabiat Tarihi Müzesi ve Enerji Parkı, 2014 yılında 120.847 kişi tarafından ziyaret edildi.  Çağdaş müzecilik anlayışı ile hizmet veren MTA Tabiat Tarihi Müzesi, eğitim ve tanıtım hizmetlerinin yanı sıra oluşturulan laboratuvar alt yapısı ve uzman personeli ile yürüttüğü projelerle bilimsel araştırmalarına da devam ediyor.