ÜNLÜLERİN AVUKATI CANDAŞ GÜROL

Ünlülerin Avukatı Candaş Gürol röportajı -22.11.2021

HUKUK YARIŞAN HAKLARIN MÜESSESESİDİR

Ünlü isimlerin davalarında adı sık sık gündeme gelen, Ünlüleri Avukatı olarak tanınan Candaş Gürol yeni kurduğu hukuk ofisini ve projelerini anlattı. Aynı zamanda Moğolistan’ın Bodrum Fahri Konsolosu olan Başarılı Avukat Candaş Gürol ile gerçekleştirdiğimiz söyleşimizi keyifle okumanızı dileriz. 

Meslek yolculuğunuz nasıl başladı?

İstanbul barosu üyesi bir avukatım. Saint Michel Fransız Lisesi’ni bitirdikten sonra Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandım. Hukuk fakültesinden sonra Fransa’da ve onun ardından da Galatasaray Üniversitesi’nde master yaptım. Son olarak da Fransa’da doktoramı tamamladım. Akademik olarak kendimi yetiştirmeye çalıştım. Yabancı dillere ağırlık verdim. İngilizce, Fransızca ve İtalyanca biliyorum. Bunların yanında Sırpça dersleri alıyorum. 20 yıldır istanbul barosuna kayıtlıyım. 1 yıl askeri savcılık 19 yıl da avukatlık yaptım. Fenerbahçe’de yat limanının yanında 120 yıllık bir Rum Köşkünde büromu açtı. Bahçeşehir Üniversitesi’nde yüksek lisans dersleri veriyorum. 

Ünlülerin avukatı olarak biliniyorsunuz. Bu nasıl oldu?

Ünlülerin avukatı olmak için yola çıkmadım ama yaptığım işler çok farklı mecralarda değer gördü. Medyada tanınan, kamuya malolmuş kişiler de bizimle çalışmaya başladılar. Spor ve bilim insanları, siyaset dünyasından isimler, birçok şirket ve üst düzey TSK mensuplarıyla çalışıyorum. Başarılı ve ünlü insanların bir takım prensipleri oluyor. O prensiplere uygun çalışmanız, raporlamanızı iyi yapmanız, bilgi vermeniz lazım. Davayı kazanmaya odaklanmak yerine süreç ile ilgili doğru aydınlanmayı bekliyorlar. Ünlülerin avukatı denildiğinde “girdiği her davayı kazanır” olarak algılanıyor ama aslında öyle değil. Bahsettiğimiz prensiplere uygun çalışabiliyor musunuz, istedikleri kriterleri yerine getirebiliyor musunuz, güvenilir misiniz ve tabi avukatlığın olmazsa olmazı sır saklayabiliyor musunuz?… Ünlü kişilerin avukatı olunca bir çok magazin konusunda herkesten önce bilgi sahibi oluyorsunuz. Bir çok konuda sizden bilgi isteniyor. Bu konularda sükunette kalabilmek, müvekkilin özel hayatı ile ilgili asla konuşmamak önemli kriterler.

Dijitalleşme özel hayatın gizliliği kavramını nasıl etkiledi?

Dijitalleşme, haberin tespiti, yayılması, yapılması, kitlelere iletilmesi açısından çok avantaj sağladı. Türkiye dijitalleşmeyi çok iyi başardı ama bunun yanında tehlikeli bir durum. Yanlış haberin yayılması da çok hızlı olabiliyor. Genç nüfusumuz çok fazla ve haberin dijital mecralarda yayılması özellikle genç nüfus arasında çok kabul gördü. Manipülatif haberin yayılması da çok tehlikeli bir durum. Burada hukuk “Yarışan hakların müessesesidir” diyebiliriz. Bir yerde anayasal bir hak olan haber alma hakkı varken diğer yanda haberin özünün korunması gerekiyor. Yalan haber yayılmasın diye külliyen yasak olmaz ama haberi yapan kişi o sorumlulukla davranıyor olmalı. Özellikle hukuki konularda Gazeteci iki tarafı da dinlemeli. Gerekçeli mahkeme kararları muhakkak gazeteci tarafından incelenmeli. Davaya konu haberde tarafların dilekçeleri de araştırılmalı. İki tarafın avukatıyla da görüşmek doğru olur. 

Moğolistan Fahri Konsolosu olarak iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri anlatır mısınız?

Moğolistan’ın Bodrum ve çevresi aday fahri konsolosuyum. Evraklarımız Moğolistan tarafından onaylandı. Türk Dışişleri Bakanlığı’na da bu evrakları sunacağız ve işlemlerimiz tamamlanacak. Halihazırda bir irtibat büromuz var. Moğolistan’ı temsilen Bodrum Yalıkavak veya Bitez’de, Türk-Moğol ilişkilerine yakışır bir bina hizmete açacağız. Burada 7/24 Moğolca ve Türkçe bilen personel istihdam edilecek. Bizim amacımız Türk işadamlarına Moğolistan’ın kapılarını açmak. Moğolistan dünyanın en büyük kömür, krom, doğalgaz ve altın madenlerinde en yüksek rezervlere sahip ve keşfedilmemiş, bakir kalmış bir alan. Çağımız enerji çağı ve bizim tükettiğimiz enerji son kalanlar. Yeni kaynaklar bulunması gerekiyor. Dünya bunun peşinde. Hepimiz Moğolistan hakkında fikir sahibiyiz ama orda gerçekte ne olduğunu çok az kişi biliyor. Biz Türkiye’de Moğolistan’ın doğal ve yeraltı zenginlikleriyle ilgilenmemizin yanında, Moğolistan’ın ihtiyacı olan bir çok unsuru Türkiye’den tedarik edelim istiyoruz. Maden çıkarma faaliyeti, inşaat faaliyeti, lojistik faaliyetini Türk firmaları çok iyi yapar. Türk firmaları kendilerini Orta Asya’da, Avrupa’da, Kuzey Afrika’da ispat etti. Hatta Güney Amerika’da Karayipler’de bile Türk şirketleri iş yapıyor. Hem maden hem inşaat hem de lojistik işi yapıyorlar. Moğolistan’a neden gidilmiyor? İşte biz bu eksiği tespit ettik. Moğolistan’ın 3 buçuk milyon nüfusu var ama yüz ölçümü Türkiye’nin 4 katı. Bakir bir ülke. Moğolistan’ın Ankara’da büyükelçiliği İstanbul’da başkonsolosluğu var. Pandemiden sonraki dünya düzeninde sayfiye yerleri ikinci bir istanbul olarak kabul gördü. İş insanlarımız yılın 6 ayını Bodrum ve Marmaris gibi sayfiye yerlerinde geçiriyor. Artık iş ve tatil yerleri ve süreçleri birleşti. İş insanları holdinglerini, şirketlerini teknelerinden ve yazlıklarından yönetiyorlar. CEOlarımız, CFOlarımız ve firma sahiplerimizin çoğu Ankara ve İstanbul’a alternatif olarak Bodrum’u seçtiği için biz de Bodrum’u seçtik. Ayrıca yurt dışında Bodrum çok tanınıyor. Gelen misafirler çok memnun ayrılıyor. Moğolistan’dan Antalya’ya haftada bir uçak iniyor. İleride Bodrum’a da uçuşların başlamasını istiyoruz. Ayrıca Türklerin de Moğolistan’ı keşfetmesini istiyoruz.  Ortak kültür var, güreş, binicilik, okçuluk gibi sporların yanında çadır kültürü orada da çok popüler. Doğası çok temiz ve o topraklar bizim anayurdumuz. Türkleri çok cezbeden bir coğrafya. Fakat uzaklıktan dolayı çok bilinmiyor. Moğol Halkı da Türkleri çok seviyor. Türk dizileri Moğolistan’da çok meşhur. Büyük şehirlerimiz ve tatil yörelerimiz çok merak ediliyor. Türk markalarına talep yüksek. Yüzyıllardır süregelen ortak kültürün neticesi bunlar. İnşallah ben de bütün bunları güçlendirmeye çalışacağım. Gerek Türklerin Moğolistan’da gerekse Moğolların Türkiye’de olan çıkarını, yaşamını, seyahatlerini artırmaya çalışacağım. İnşallah başarılı olurum.

İki ülke arasında ticari ve kültürel projeleriniz var mı?

2022 yılı için çok ciddi çalışmalar planlıyoruz. Tanışma toplantıları düzenleyeceğiz. Bodrum’un en seçkin mekanlarında Moğol ve Türk firmaları ile bunların temsilcilerini biraraya getireceğiz. Civar ülkelerden de Moğolistan’da iş yapmak isteyenleri Bodrum’da ağırlayacağız. Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras çalışmalarımızda çok yardımcı oldu. Hem belediye olarak hem de manevi desteğini eksik etmedi. Kendisine çok teşekkür ederim.

Bahçeşehir Üniversitesi’nde Ders veriyorsunuz. Genç avukat adaylarına neler söylemek istersiniz?

Ufuklarını çok geniş tutsunlar. Avukatlık dar bir mecra gibi görünmekle birlikte aslında bir dünya. Her gün yeni insanlarla tanışsınlar. Çevrelerini genişletsinler. Her gün yeni şeyler okusunlar ve öğrensinler. Yüksek lisans eskiden lükstü ama şimdi bakıldığında doktora bile avukatlar açısından olmazsa olmaz. Özellikle avukatlık mesleğine yönelik yüksek lisans programlarını tercih etsinler. Muhakkak makale yazsınlar ve belirli konularda uzmanlık alsınlar. Ben avukatım demek yerine ben şu şu konularda avukatım demelerinde fayda var. Bir de yabancı dil çok önemli. Eskiden bir dil yeterliydi ama şimdi ingilizce’nin yanına Portekizce, Çince, Arapça, Rusça ve İspanyolca gibi her avukatın bilmediği, bir anda yüzlerce kişiden ayrıştıran bir apolet taksınlar. Bu dilleri bilmek çok büyük fark yaratabiliyor. Türkiye’de çok İngilizce bilen avukat var ama Portekizce ve İtalyanca bilen avukat çok az Rusça, Sırpça, Yugoslavca, İsveçce bilen avukat yok diyebiliriz. Bu dilleri bilenler çok kıymetli. İkinci, üçüncü dili seçerken bunu da hesaba katsınlar. Öğrendikleri her yabancı dil diğer meslektaşlarından bir adım öteye götürecek. Örneğin, İtalyanlar kendi dillerini bilmeyen birisiyle iş yapmak istemez. İngilizce bilseler bile. Biz ofis açtığımızda İtalyanca ve Fransızca biliyor olmamın çok avantajını yaşadık. Bir anda, beni normalde görüşüp işlerini alamayacağım insanlarla iş yapar duruma taşıdı. İngilizce yanına en az bir ya da iki dil öğrenmelerini tavsiye ediyorum. 

Gençlerle Bir Proje Yürütüyorsunuz. Bundan da bahsedebilir miyiz?

Ceza Hukuku ve Kriminoloji Merkezi adlı sosyal sorumluluk projesi kapsamında gençlerle bir çalışma grubu kurduk. Özellikle orman suçları, çevre suçları, çocuğa karşı işlenen suçlar, yapay zeka gibi kamusal değeri olan, katma değer yaratan alanlarda çalışmalar yapıyoruz. Her ay bir toplantı tertip edip bir hukuk büyüğümüzü konuşmacı olarak davet ediyoruz. Geçen toplantımızda Prof. Dr. Köksal Bayraktar bizi onurlandırdı, bir sonrakinde ise Anayasa Mahkemesi Eski Başkan Vekili Osman Paksüt konuşmacı olacak. Gelecek dönemde sporda şiddet ve spor yargısı alanında çalışmalar yapmayı planlıyoruz. 

Hobileriniz Nedir?

1993’den beri lisanslı okçuyum. Bunu öğrencilik dönemimde de devam ettirdiğim bir hobi. Şimdi de vakit buldukça olimpik yay’la ok atıyorum. Onun dışında Narcos ve Yargı dizilerini takip ediyorum. “Yargı” iyi bir yapım. İyi bir çalışma. Kurgusu ve müziklerini de beğeniyorum. Savcıların, hakimlerin ve avukatların da insan olduğu, onların da bir takım dertlerinin olabileceği, bir hakimin de aşık olabileceği, bir savcının veya avukatın da bir yakınının sorun yaşayabileceği gibi fikirleri içinde barındırıyor. Yargı personeli Türkiye’de taştan duvar gbi düşünülür. Öyle değil, hakimler de savcılar da insan onlar da akşam eşleriyle oturup, konuşup, tartışıyor, tuttukları takım kaybedince onlar da mutsuz uyanıyor. Adliye sosyolojisi konusunu iyi işleyen bir dizi.