ANGIAD Genel Sekreteri Seda Özbulut ile Nuyell Butik’te keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. 10 yıl önce kurduğu Zeta Ajans’ı başarılı bir yönetimle çok iyi bir noktaya taşıyan Özbulut, aynı anda sosyal sorumluluk faaliyetlerini de ara vermeden sürdürdü. Türk Eğitim Derneği İletişim Komitesinde aktif bir görev yürüten Seda Özbulut son derece renkli bir kişilik. Şu an başarılı bir iş kadını ama küçük bir kızken Süleyman Demirel ile evlenmeyi hayal ediyordu…
Seda Özbulut – Ben çocukken bizim evde siyaset çok konuşulurdu. Özellikle, Süleyman Demirel babamların sohbetlerinin başlıca konusuydu. O günlerde tek istediğim büyüyünce onunla evlenmekti.
Seda Özbulut – İlk işim aile şirketimizde finans müdürünün verdiği işleri tasnif edip düzenlemekti. Çok sıkıcı bir işti. Fazla katlanamadım zaten. 6 ay sonra babama “ben iş kurmak istiyorum” deyip ayrıldım.
Seda Özbulut – 8-10 yaşlarında, yazlıktaydık. Babam evdeki karasinekleri yok etmemiz için bize sinek başına güzel bir para veriyordu. Biz de kardeşimle, deniz kenarında olmadığımız tüm saatlerde evin içinde sinek avlıyorduk.
SÖ- Zeta Reklamcılık dışında, şimdiye kadar sadece aile şirketimiz olan Uluova İnşaat’ta çalıştım. Türkiye ve uluslararası alanda, taahhüt sektöründe faaliyet gösteren bir şirket. Ama mühendislik, inşaat, uzun yurtdışı seyahatleri pek bana göre değildi. Mutlu olamadım. Ayrıldım. Kendi firmamı kurdum. Bu sene Zeta Reklamcılık’ın 10. Yılı. İnşallah pek güzel kutlamalarla bu yılı geçireceğiz.
SÖ- TED Ankara Koleji’nden sonra Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Ekonomi okudum. Sonrasında İngiltere’de Oxford’da MSc International Management master’ı yaptım.
SÖ- Zamanın kime dost, kime düşman olacağı bilinmez. Herkes elinden geldiğince muhtaç olana yardım etmeli. Ben Türk Eğitim Derneği’nin gönüllü komitelerinden biri olan İletişim Komitesi’nde aktif olarak çalışıyorum. Kimsesizliği ve parasızlığı nedeniyle, iyi eğitim alamayan çocuklarımızın TED okullarında burslu okumasına yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar 50 bin çocuğumuzun yararlandığı, çok iyi işleyen bir burs sistemimiz var. Begüm Salırlı öncülüğündeki komitemiz, haftalık toplantılarda “bu sayı nasıl artabilir” diye uğraşıyor.
SÖ- Yenilikleri takip eden ve bunları Ankaralı reklam verenlerle buluşturan bir “iletişim ajansıyız”. Müşterimizin büyümesi ve arzu ettiği hedeflere ulaşabilmesi için, bir yol haritası dahilinde çeşitli araçlar sunuyoruz. Benim ajansımla ilgili en çok gurur duyduğum şeylerin başında, Zeta’nın barındırdığı iyi fikirler gelir. Bu fikirler sayesinde Ankara’da 10 yıldır en üstlerdeyiz.
SÖ- Bizim her sabah 20 dakika süren günlük bir toplantımız vardır. Onun dışında toplantı ile vakit kaybetmem. Zaten 20 dakikadan uzun süren toplantı bana göre verimli değildir. “Hiçbir şey yapasınız yoksa, toplantılar sizin için birebirdir” demiş bir pazarlama gurusu… Bu söz hep aklımdadır.
SÖ- Sabah 7’de kalkarım. Hızlıca hazırlanıp spora giderim. Saat 9 gibi işimin başında olurum. Önce güzel bir kahvaltı ederim. TV’de haberleri izlerim. Sonrasında da yoğun bir temponun içinde bulurum kendimi.
SÖ- Hafta içi her gün 45 dakika yürürüm. Onun dışında haftada 2 kez pilates yapıyorum. son birkaç aydır, öncesine göre daha düzenli hale getirdim.
SÖ- Ben pek yemek seçmem, özel bir diyetim de yoktur. Bir gün çok yediysem, ertesi gün biraz dikkat ederek kilomu korumaya gayret ederim. Son on yıldır ufak tefek sapmalar dışında sanırım hep aynı kilodayım.
SÖ- Ben kendi mutfağımıza özellikle Gaziantep kebaplarına bayılırım. İkinci tercihim ise Chinese.
SÖ- Ankara’da balık için Sado by’ı seviyorum. Zeynep Abla ile Sadun Abi çok güzel bir ambians içinde enfes balıklar ve mezeler sunuyorlar. Kırmızı et için tercihim, yeni açılan Suda Kebap. İstanbul Suada’daki restoran ile kıyaslandığında, manzara bakımından pek iyi değil ama yemekler kesinlikle Ankara’da daha şahane.
SÖ- Yazın tüm hafta sonlarımı yazlıkta geçiririm. Annem sağolsun benim geleceğimi bildiği için hiç üşenmeden hafta sonuna özel hazırlıklar yapar. Onun dışında, üniversiteden beri hiç aksatmadığımız bir kız-kıza tatil grubumuz var. Her sene yeni bir yerde toplanırız. Çocuğu olanlar çocuğunu da alıp geliyor. Çok eğleniyoruz.
SÖ- Kayak tatili yapacaksak, Ankara’ya yakın olduğu için Kartalkaya ya da Kartepe’ye gidiyoruz. Yazın genellikle tercihim Bodrum, Alaçatı veya tekneyle Yunan Adaları.
SÖ- Londra. Sanırım 2 yıla yakın İngiltere’de yaşamış olmamın da etkisi vardır. Londra’nın müzelerine, alışveriş imkanlarına, gece hayatına ve hatta o gri havasına bile bayılıyorum.
SÖ- Ben özel kutular biriktiriyorum. Malzemesi herhangi bir şey; teneke ya da ahşap olabilir ama muhakkak tasarım kutular. Yurtdışından gelirken bavuluma sığdıramadığım için elimde getirdiğim onlarca tasarım kutum var evde.
SÖ- Ben bu konuda bir hadisi kendime rehber alıyorum. “Bir kardeşinin kalbini kıran, 70 defa Kabe’yi yıkmış gibi olur” demiş Peygamberimiz. Bilerek kimsenin kalbini kırmamaya özen gösteriyorum.
SÖ- Sadelik, çalışkanlık ve pozitif enerji.
SÖ- Güçlü ve başarılı insan, hayatın peşinde sürüklenen değil, hayatı peşinden sürükleyendir. Bunun için sürekli araştırmak, çalışmak ve üretmek şart. İlgimizi çeken konuları, bir kere keşfettikten sonra ona odaklanmamız gerekiyor. Başarı için yılmamak gerektiğine inanıyorum.
0 comments