“İyileşme, birçok iniş çıkışla devam eden bir süreçtir, ancak yolculuğa değer”
Oliver Smith
2000’li yıllardan sonra bir uyanış zamanının olacağı çokça ifade edilmişti fakat çoğumuzun da aklına bu olaya spiritüel tarafından bakmak gelmedi tabi ki . Daha çok bilim alanında olan gelişmeler ve teknolojinin de çığır açması beklenen şeylerdi. Süreç içerisinde özellikle pandemi dönemi öyle bir zamanı bizlere yaşattı ki hepimiz bir kapanışın içinde kendimizi bilmeyi, kendimizi tanımayı çok istedik. Kendi yaşamımız içerisinde de değiştirmek istediğimiz alanlar oldu. Kısırdöngü halinde yaşadığımız olaylardan kurtulmak en çok istediğimiz şeydi aslında.
Benim de bu alandaki yolculuğum Pandemi dönemi öncesinde başladı. Değişimi iliklerime kadar hissediyordum ve bu spiritüel alandaki yolculuğuma da çok değer verdiğim bir arkadaşımdan bir seans alarak başladım sonra başka ruhsal şifalanma tekniği ile ilgilenen birisinden bir seans aldım ve sonrasında birkaç kez seans alarak bu noktada bir karar vermeye başladım .Eğitimleri alıp bu konunun içerisine girmem artık kaçınılmaz bir şeydi benim için! Çünkü bir şeyler değişiyor bende ve ben bu değişimin verdiği harika hissiyatı tanımlayamamaya başlamıştım. Ayrıca Başkalarına Danışmanlık vermek, bu işin içerisinde olmak da aklımdan geçmeyen bir düşünceydi ve önceliğim de en çok kendim , ailem için bu konuyu detayı ile öğrenip uygulamaya geçmekti.
Seansları alma sürecim içerisinde bu işin bir de bilimsel boyutunu da araştırmaya koyuldum .İnsanoğlu , bilinen – görülen – somut olan her şeye çok kolay adapte olup kabul edebilir fakat soyut tarafından bakılınca pek de öyle kolay olmuyor tabi ki . O dönem Çoğu şifa tekniği ile ilgilenen kişilerden duyduğum “ Epifiz Bezi” detayını Bilimsel tarafından incelemeye karar verdim . Bu edindiğim bilgileri de sizlerle paylaşmak isterim.
Epifiz Bezi , beynin uyku – uyanıklık döngüsünü düzenleyen melatonin hormonunun üretimi ve salgılanmasını sağlayan çam kozalağı şeklinde bir endokrin bezidir .
Epifiz bezi , kalp damar sağlığı ve ruh halimize iyi gelen en önemli anahtarlardan biridir. Epifiz bezine üçüncü göz denilmesinin sebebi ise Göz yapısına benzemesi ve Retinadan ışık bilgisi almasından dolayıdır. Epifiz bezinin bir de kireçlenme olma durumu da var ve bu durum incelendiğinde Meditasyon yapmak , Dua etmek gibi birçok mistik haller bu alanı iyileştirmesi de bilimsel alanda kabul edilen bilgi olmuştur . Epifiz bezimiz de en çok karanlıkta çalışır.
Peki Dinsel tarafından baktığımızda Epifiz Bezi ile ilgili ne bilgiler edinebiliriz ?
Hz. İsa’nın Epifiz Bezini işaret eden şu sözü mesela ;
“Karanlıkta oturanlar gerçek (büyük) ışığı görürler”
Sonrasında ise bizim kutsal kitabımızda yer alan bir ayet ;
“Gecenin bir kısmında kalk, sana ait nafile olarak onunla (Kur`an`la) namaz kıl. Umulur ki Rabbin seni övülmüş bir makama ulaştırır.” İSRA/79
Epifiz bezinin vurgusunu yapan onlarca ayeti de görebilirsiniz.
Şimdi bu bilgileri alıyoruz fakat çoğumuzda merak ediyoruz ki işlev kısmı bu işin hangi boyutunda ve biz Ruh denen şeyi gerçekten içimizde bulunduruyor muyuz ?
Bilimsel verileri araştırdığımda Ruh kavramının doğrudan bir ispatı olmadığını gördüm fakat en şaşırtıcı olanı ve yeterince bilimsel kanıt olarak varsayacağımız bir bilgiye ulaştım.
“Ruh , bedene canlılık veren , bedeni yöneten ve ölümle birlikte bedenden ayrılan bir güçtür”
Peki o zaman Meditasyon yapmak bu olayın neresindedir ?
Meditasyon , bir çok kültürde ve dinde uygulanan Manevi bir Arınma tekniğidir.
Meditasyon yaparken de gözler kapalı olur ki Epifiz bezi daha iyi çalışsın ve kendi özümüzü daha iyi hissedelim. Ruhumuz asıl gerçeği o zaman görmeye başlar .Ben de hep bu alanın içinde olduğum süreci şöyle tanımlarım ; Ruh her zaman arayış içerisindedir ve o yüzden beden ile aynı ritmi sağlayamadığı zaman huzursuzluk çıkartır ve durulamaz. Haliyle de beden ya hasta olur ya da umudu bitmiş ve sadece ölümü bekleyen bir can oluverir. Velhasıl Ruhu hoş tutmak en önceliğimizdir. Ruh her zaman sağlıklı bir bedende ve aynı zamanda pozitif duygularla bütün olan yerde daha doğru hizalanır.
Meditasyonun Bilimsel bir veri karşılığı var mı ?
Düzenli yapılan meditasyonun rahatlatıcı etkisi saptanmıştır ve Batı ülkelerinin çoğu da Tıpta Meditasyonun bu amaç ile kullanılmasını kabul etmişlerdir. Beyin dalgaları değişiminde nörolojik olarak ölçümler yapıldığında da bazı belirgin değişimlerin olması bu sağlık alanı içerisinde de bir gelişmenin olabileceğini gösterdi. Amerikalı Beyin Doktoru Richard Davidson , Tibetli Rahipler üzerinde yaptığı araştırmada Alnın sol tarafının hemen arkasında önemli hareketler olduğunu bulguluyor ve EEG ( Beyin Dalgalarının kaydı ) sonucu Gama dalgalarının bu hareketlenmeleri geliştirdiğini ispatlıyor . Psikolog Sara Lazer de “ Düzenli Meditasyon yapanlar üzerinde yaptığı araştırmada “ ön beyin kısmında bilişsel – duygusal gelişme ve rahatlamaya sebep olan alanda diğer insanlara göre daha çok gelişmenin olduğunu saptıyor. Bu bilgiler ve daha fazlası olan analizler sonucunda da 2000 yılında Stroke isimli Tıbbi bir yayın organı ve 2007 yılında Kentucky Üniversitesinde , 1989 yılında Stanfıord üniversitesinde yapılan araştırmalar sonucunda ; Meditasyon Tekniklerinin Kaygı bozukluğunu azalttığını , sağlık masraflarının azaldığını , kalp damar sertliğinin azalışında ciddi oranlar olduğunu ispatlamışlardır.
Bu bilgilerin toplamında çıkarılan sonuç şudur ki ; Meditasyon yapmak , Kişi üzerinde olumlu duygusal etkileri arttıran bir aktivite olduğu ve zararının olmadığıdır.
O zaman Hangi Ruhsal Şifalanma Tekniği En iyisidir ?
Emin olun ki hepsi aynı kapıya çıkan birer anahtardır. Özü aynıdır sistemleri farklı olsa da .İşin içerisine girdikçe de tek bir tekniği tanıyarak kalmıyorsunuz ve diğerlerini de denemek isteyeceksinizdir . Bende öyle oldu açıkçası . Sonrasında ise benimle en uyumlu olanı hissettiğim iki alanın eğitimlerini alıp yola devam etmeye karar verdim ve şimdi o yolda koşulsuz bir sevgi ile yürüyorum. O yüzdendir ki hep şunu söylerim, bana bu soruyu soranlara ; Hangisi senin kalbine bir sıcak his veriyorsa işte o teknik ile sen çok uyumlu olacaksın demektir.
Ruhsal Şifalanma Teknikleri Nasıl Uygulanır ve Çözümü olan bir alan mıdır ?
Öncelikle Kişi ile Meditasyon yaparak ,beyni uyku ve uyanıklık haline getirip kişiyi rahatlatmak en önemli detaydır. Kişinin bilinci yerinde olmalı , o esnada sorulan sorulara cevap veriyor olmalıdır. Aslında kafasında dolaşan her düşünceyi o an için bir arkaya atmasını bilecek bir hal içine kişi girmelidir.
Sonrasında ise kendisinde var olan her ne sorun var ise o soruna neden olan his blokajı nedir , o his kendisinde nasıl katı bir inanç oluşturdu , onun cevabını kişiden aldığımızda artık çözülüm başlamıştır demek ki . Önceliğimizden bir tanesi de kişiyi bir farkındalık içerisinde kendisi ile yüzleştirmektir . O cevap ile kişiden daha olumlu duyguları içselleştirmesi için belirli teknik cümleler ile imgeleme yapmasını ister ve onu da o şekilde yönlendiririz.
Peki süreç nasıl gelişir ?
Ruhsal Şifalanma tekniği üzerine danışmanlık alanlar bilirler ki ; bu öylesine ışık hızı ile sorunlarınızın , rahatsızlığınızın çözümlenmesi ve iyileşmesi olamaz. Her hastalığın tıbbi destek ile iyileştirilmesi en önceliğimiz olan şeydir. Fakat şunu da biliyoruz ki Hastalığa neden olan asıl şeyin de Ruhsal alanda olan duygu blokajlarıdır. En son moleküler biyoloji ve moleküler genetik alanında çalışan ve Newyork’da bulunan Cold Spring Harbor Laboratuarı Kanser rahatsızlığı için şu teşhisi koydular : “ Stresin , kanser yaptığı bilimsel olarak ispatlandı .”
Stres, tek başına tek bir olay ve duygu ile açıklanamayacak kadar geniş bir kavramdır . Meditasyon ile Ruhsal Şifalanma tekniği uygulayarak işte asıl olan o hastalığa sebebiyet veren negatif eylemleri bertaraf edebilmektir. O yüzdendir ki bu durum kişiye göre değişen farklı zaman dilimlerinde çözümlenir. Süreç bazı kişiler de bir hafta içerisinde hemen etkisini gösterir bazıları üzerinde de aylar sürecek bir zamanı verir. Tamamiyle aslında kişinin kendi potansiyeline bağlı olarak şekil alan bir yoldur ve aynı zamanda da bu durumlar istenmeyen duyguya sebebiyet veren olayın travmasının ağırlığı ile orantılıdır.
Şunu net söyleyebilirim ki şifalandıkça Kalbiniz daha çok hafifleyecektir. Çünkü kin, öfke, kıskançlık, intikam duygusu, yetersizlik hissi vs. duygular alanınızdan çıkıp gidecektir. İşte o zaman aldığınız o tat hiçbir şey ile kıyas edilemeyecek kadar yüce bir his olacaktır.
Hepinize bu bilgilerin kolaylıkla , keyifle , neşe içinde katkı olmasını diliyorum…
Sevgi ve Işıkla…
Başak Karlı Yılmaz
Astrolog (ISAR CAP.) & Uluslararası Thetahealing ve Jean Adrienne Arınma Teknik Eğitmeni
0 comments