İnsan hayatının hatırı sayılır bir kısmı uyku ile geçer. Uyku insanı güne hazırlar, metabolizmanın, kas iskelet sisteminin yenilenmesini sağlar. Uyku, küçük çocuklarda büyüme için salgılanan hormonların düzenlenmesi için gereklidir. Aynı zamanda doyma hissini veren leptin hormonu, gece uykumuzda salınır, bu nedenle uyku bozukluğu olanlarda kilo almaya yatkınlık oluşur. Kilo alındıkça da uykuda bozulmalar başlar. Uyku bozuklukları arasında, tıkayıcı uyku apnesi (solunum durması) sendromu olarak adlandırılan hastalık toplumda %4 oranında mevcuttur.
Çocukluk çağı tıkayıcı uyku apnesi sendromu, genelde geniz eti büyümesine ve/veya beraberinde bademcik büyümesine bağlı olarak meydana çıkar. Çocukluk çağında tanı yöntemi olarak fleksible fiberoptik nazofaringoskopi kullanılır. Çocuğa zarar vermeden tanıya gitmenin altın standart yöntemi bu endoskopidir, direkt grafi ile geniz eti varlığını ortaya koymak günümüzde çağ dışı olarak değerlendirilmektedir.
Günümüzde, uyku apnesi sendromu olduğu düşünülen erişkin hastalara da endoskopik tanı yöntemleri uygulanmaktadır. Erişkinlerde, uyku laboratuarında polisomnografi ya da poligrafi ile evde uyku testi ile hastanın gece hangi ölçüde sorun yaşadığını belgelemek gerekir. Bu çalışma ile, tedavi yaklaşımında cerrahi basınçlı maske (CPAP) kullanımının önceliği tespit edilebilir.
Erişkinlerde endoskopi ile apnenin şiddeti olmasa da seviyesi, Müller manevrası ile tespit edilebilmektedir. Çoğu zaman, birkaç seviyede birden tıkanıklığı tespit edilen erişkin hastalara, çoklu seviyede cerrahi seçenekleri sunulabilmektedir. Burun tıkanıklığına neden olduğu tespit edilen burun etlerinde kalıcı ya da geçici şişlikler, burun orta direğindeki tıkayıcı eğrilikler (septum deviyasyonu) uyku bozukluğu nedeni olabilir. Yumuşak damak kaslarındaki gevşemeler sonucunda küçük dilde uzama ve kalınlaşmalar oluşabilir. Dil kökü, hastanın anatomik yapısına bağlı hava pasajını daraltıyor olabilir. Bazen de, bademcikler o kadar büyük ve tıkayıcı olur ki bunlar da tek başına horlama ve uyku apnesine yol açabilir.
Burun problemi olan hastalara, burun etlerini küçültmede radyo frekans ile ablasyon ve septoplasti teknikleri uygulanmaktadır. Bademcikleri büyük olanlarda ise bademcikler tonsillektomi ameliyatı ile alınır. Bir grup hastada ise bademcikleri saran plikalarda, hava pasajını daraltan şekil bozuklukları olabilir; bu durumda yumuşak damak cerrahisi ile hastanın hava sütunun kalıcı olarak genişletilmesi düşünülür.
Palatal cerrahide son yıllarda Z-palatoplasti ve Lateral Faringoplasti teknikleri başarı ile uygulanmaktadır. Uygun hasta seçimi ile, uzun yıllardır cerrahi basınçlı maske (CPAP) kullanan hastaların cihaza bağımlılığı dahi ortadan kaldırılabilmektedir. Uygun hastaya uygun tedavi seçeneğini sunabilmenin altın kuralı ise hastaya uygun tanı yöntemi ile teşhis konulmasıdır. Öncelikle fiziksel muayenesi tam olarak yapılan hastaya, sonrasında ise uyku çalışması (hastane laboratuarında ya da kendi evinde) planlanmalıdır. Bunların sonucunda yapılan değerlendirmede hastaya en uygun ve kalıcı çözümü sağlayacak tedavi yöntemi önerilmelidir.
Uyku bozukluklarının; metabolik düzeni bozarak damar sertleşmesine, bunun sonucunda da koroner hastalıklara yol açtığı bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Aynı zamanda, insülin direnci ve diyabete neden olduğu bilinmektedir. Bunların haricinde; gün içinde sürekli uyku hali, sabah ağız kuruluğu ve boğaz ağrısı, her gece yakınlarını ve çevresini rahatsız eden bir uyku, hastanın hayat kalitesini bozmaktadır. Seyahate gitmek istemeyen, gitse bile yatılı bir yerde kalmaktan kaçınan, gittikçe kilo aldığı için kendine güveni azalan hastalar kısır döngüye girer, yıllarca horlama şikayetleri olmasına rağmen çaresini aramaktan kaçınırlar. Ancak durum, gece uykuda nefes durmalarına varınca ciddi bir sorun olduğu düşünülür. Her hastalıkta olduğu gibi yaygın ve kalıcı hasar bırakmadan, bu uyku hastalıklarının da tanısının konulması ve tedavi edilmesi büyük önem taşımaktadır.
0 comments