KAÇAN GEMiLER VE SONRADAN GELENLER

duygu ulasan mayatta yazariKapı gıcırdıyorsa eğer yağlarız, keyfimize bakarız.

Fakat gıcırdayan beyinse, gıcırdamaması için gece gündüz yazmak, çizmek, düşünmek ve üretmek zorundayız.  

Şükretmek için en büyük bahanelerimden biri nedir diye sorsam kendime, hiç düşünmeden şu cevabı verebilirim ‘’beynim kısır değil fikir doğurabiliyorum, doğurduğum fikirleri besleyebilecek entelektüel malzemelere bolca sahibim’

BİR ÇUVAL keşfetme arzum

İKİ PAKET gündemi takip edebilme fırsatım

BEŞ KİLO mecmuaları karıştırma isteğim

ÜÇ KOLİ kitap okuyabilme imkanım

5 SU BARDAĞI internet arama motorunda sörf yapma tutkum

6 YEMEK KAŞIĞI fırınlanmış hayal dünyasını denize dökebilme şansım

8 TORBA sözlükten yeni karidesler avlayabilme zamanım var

Anlayacağınız çok büyük bir servete sahibim…

Bu zamana kadar sayfaların, paragrafların, satır aralıklarının, satır başlarının, noktalama işaretlerinin ve kitapların peşinden koştuğum için üç çocuk tavsiyesine henüz eğilemedim fakat daha cesur davrandım. Mesela 18 katlı dünyanın en büyük gemisi Harmony of the Seas tam okyanusun ortasındayken can yeleğim olmadan asi okyanusun pençelerine kendimi bıraktım ve tüpsüz daldığım denizaltında güya mutlu mesut yaşamakta olan denizkızlarını örgütleyip SU ALTI KADINLARINI UYANDIRMA DERNEĞİ(SAKUD) kurdum. Amacım denizkızlarını o giyindikleri ‘başka birilerini memnun ve mutlu etme mecburiyeti’ kostümlerinden kurtarmaktı. O daracık payetli hapishanelerinin içinde hayatı sadece hidrojen ve oksijenden ibaret zanneden kilitli beyinlerini kafesten kurtarmayı arzu ediyordum. Kıstırılmış oldukları o aptal denizkızı rollerinden daha fazlasını ifade ettiklerini tüm denizler alemine bildirmek istiyordum. Upuzun saçları, taşlı bistüyerleri ve kuyruklu balık etekleriyle dünyaya arzu nesnesi olarak tanıtılan denizkızlarının kabuklarını sonra da özlerini bulmalarına yardım edecektim. Bu planımı okyanusun altında bir çorba kepçesi kadar verimlilikle gerçekleştirebilmiş ve istediğim sonucu yüzde yüz alamamış olsam da suyun yüzeyine çıktığımda Harmony of the Seas olduğu yerde değildi. Gemiyi kaçırmıştım. Ufukta görünen sadece takoz bir şilepti. Harmony of the Seas hiçbir zaman beni almak için dönmeyecekti. Ben denizaltında SAKUD için emek veriyorken, kendi gemimi kaçırmış, kendi hayatımı ıskalamıştım. Denizkızlarını bir nebze de olsa uyandırmayı başarmış fakat kendi hayatımdan çalmıştım. Sonra biri geldi bizim için BAŞKALARI İÇİN YAŞAYAN CANLILARI UYANDIRMA DERNEĞİ kurdu, biz uyanıp silkelendik, tamir olduk fakat biz taze kan bulmuşken, bizi iyileştiren o kişi bu sefer kendi trenini kaçırdı. Hayatta birilerini şifalandırıyorken kendi keçilerimizi kaçırıyoruz. Bilmem anlatabiliyor muyum? Bu yüzden kaçırdığımız her gemi için hayatın bizden otomatik olarak bir değil, iki değil, üç değil, beş değil on sene çaldığını lütfen geç kalmadan hesap edelim ve birileri uğruna hayatı ıskalamayalım.

Bugün Hürriyet gazetesinin ‘Seyahat Önerileri’ ekini tesadüfen karıştırırken gazetenin emektarlarından sevgili Ertuğrul Özkök’ün ‘BİR SONRADAN GÖRMENİN LÜKS NOTLARI’ başlıklı seyahat notlarını keyifle gözden geçirdim. Bakın ne diyor Syn Özkök ‘…Ben bir Sonradan görme lüks düşkünüyüm…çünkü lüksü sonradan gördüm..45-50 yaşımdan sonra yani…İzmir’in mütevazi bir mahallesinde doğdum 45 yaşıma kadar mütevazi imkanlarla yaşadım. Sonra Allah yürü ya kulum dedi ve ben de yürüdüm. Her sonradan görme gibi, lüks yaşamı severim ama daha da önemlisi, sonradan gördüğüm için kıymetini bilirim. Onun için de şükrederim’

İşte Türkiye’nin en yüksek tirajlı gazetelerinden birinin istikrarlı yazarlarından biri olmak böyle bir özgüvenle ilişkilidir emin olun. Çok yakın çevremizde sonradan görme olduğunu itiraf edebilecek kaç tane görgülü insan tanıyorsunuz? Ben son zamanlarda hiç rast gelmedim. Fakat sevgili Ertuğrul ÖZKÖK de emin olun 45 yaşından önce iyi bir kalem olarak güzel hizmetler verebilmek adına bedeller ödeyip büyük gemiler kaçırmıştır. Büyük gemiler kaçırmadan mucizeler gelmiyor belki de ne dersiniz?

Sonradan görme

Sonradan gülme

Sonradan gurme

Bahse girerim ki şu üçünden en trajik olan sonradan gurmelerdir.

Düşünsene hayatında hiçbir zaman;

Bodrum pazarına çıkıp küçük Girit kabakları seçmemişsin

Meşe palamudu reçelini bilmiyorsun

Siyez unu ile haşhaşlı çörek hiç tanıdık gelmiyor sana..

Sarıyer börekçisinin kıymalı, kuş üzümlü meşhur Sarıyer böreğini hiç tatmamışsın

Akşamları masanı Seferhisar’dan gelen Ege otlarıyla hafifletmemişsin

Kelle peynirini mutfağına sokmamışsın

Fındıklı çikolatalı tarçınlı donut kadar iddialı değilsin

Adana’nın Bici Bici masalına konuk olmamışsın hiç

Manda sütlü sütlaç kadar olamamışsın

Şimdi sen gerçekten gurme misin?

Kaz dağlarının eteklerinde yetişen levrekani kuzusunun lezzetli tandırını bilir misin?

Yanında siyez bulgurundan özel tereyağlı bulgur pilavı ve üryani eriği hoşafı

Havuz kenarında Bai Mu Dan(White peony) beyaz çayı ile çarkıfelek meyvesinin karışımı Chinese spring ile serinledin mi hiç? Dilinde yabani meyve aroması sosu ile uyuyup kalmadın mı?

Balbademli İtalyan karamelli dondurmayı yalaya yalaya hiç araba sollamadın mı?

Bol cevizli ve sarımsaklı ekmekler ile başlangıç yapmadın mı akşam yemeğine?

Antakya’nın meşhur saç oruğu bir şey ifade ediyor mu sana?

Gaziantep’in Türkiye sınırlarını aşan lezzetlerini nasıl es geçersin?

Soğuklar kendini göstermeye başladığında Romayı kuşatan kestane kokusunu hiç tüttün mü?

Daha yeşil salatana çileği yakıştıramıyorsun

Kirazları kulaklarına küpe yapmak için alıyorsun

Alaçatı’ya gidince aklına radika otu almak bile gelmiyor

Çıtır Ege mantısına süzme yoğurt almaya üşeniyor musun?

Dondurmalı pişmaniyeli şeftali tatlısını hiç denedin mi?

Somonu tane hardalla yemeğe başlamadın mı?

Yılbaşı kurabiyelerini hala şeker hamurundan mı hazırlatıyorsun…

Patates etin kapatmasıdır. Sen hala ikisini ayırmaya mı çalışıyorsun?

Pastırmalı ve rokfor soslu Amerikan hamburger yiyip dört nala koşmadın mı?

Üzüm pekmezinden lokum taşımıyor musun torpidonda?

Kırmızı karides, yeşil biber ve soğuk domates çorbası üçlüsü ile en son ne zaman birlikte oldun?

Sen harbiden gurme misin?

Kuyruk yağı mı damarları tıkıyormuş?

Aside tatlısı bilinmiyormuş

Kağıt kebabının püf noktaları…

Nevşehir tavanın ustaları

Nerede bu ben gurmeyim diyen yemek doktorları?

Kim gurme, sonradan GURME??

Duygu Ulaşan’ın diğer yazıları için tıklayınız…

mayatta.com’u sosyal medyada takip ediniz

YASAL UYARI: Haberin kopyalanması yasaktır. Haber, sadece mayatta.com’a link verilerek kullanılabilir.Bunun dışında kopyalayanlar hakkında kanuni işlem yapılacaktır.