9 Mayıs 1950’de imzalanan Schuman Deklarasyonu ile temelleri atılan Avrupa Birliği’nin kuruluşunun 75. yılı resepsiyonu CerModern’de gerçekleştirildi. Ev sahibi Büyükelçi Ossowski ve Delegasyon temsilceleri konukları karşıladı. Karşılama merasiminin ardından İstiklal Marşı ve AB marşının çalınmasıyla resepsiyon başladı.
AB Günü resepsiyonu öncesinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Büyükelçi Thomas Hans Ossowski, artan belirsizliklerle dolu bir dünyada müttefikliklerin yer değiştirdiği, AB ve Türkiye olarak ortaklığın tercih edildiğini ifade ederek, Türkiye’nin AB’ye aday ülke, NATO müttefiki ve barışa şekil veren komşular olarak AB ile yan yana olduğunu söyledi.
Türkiye’nin Çin’den sonra en fazla vize alan ülke olduğunu söyleyen Büyükelçi, son dönemde yaşanan vize problemleri konusunda aracı şirketleri suçladı. randevuları kapatarak zorluklar yaratan şirketleri Türk makamlarına şikayet ettiklerini ve konuyu dikkatle takip ettiklerini de ekledi.
Türkiye’nin, hukuk devleti, demokrasi, ifade özgürlüğü, muhalefet özgürlüğü gibi karmaşık kriterlere bağlılık gösterdiği için AB aday ülkesi olduğunu da sözlerine ekleyen Büyükelçi Ossowski, “biz de bir ortak olarak sadece şu çağrıda bulunuyoruz: ya taahhütlerinizi yerine getirin ya da bunlardan vazgeçin. Şu anda hiçbir kapı kapatılmış değil, ancak Genişleme Komisyonu ilişkilerimizi yeniden kalibre ettiğimizi söyledi. Bu yönde çalışmalarımız sürüyor” dedi.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Gümrükçü de resepsiyonda konuşma yaptı. Gümrükçü, “AB sadece bir siyasi projenin kuruluşunu değil, aynı zamanda bir zamanlar çatışmalarla bölünmüş bir kıtanın umut, direnç ve birliğini de simgelemektedir. Ortak Miras, hepimiz için ortak bir gelecek inşa etmede ve tarih boyunca paylaştığımız yolculuğun gerçek doğasını anlamada son derece önemlidir. Bugün bizi siyasi ve ekonomik olarak birleştiren şeyler, aynı zamanda sahip olduğumuz ortak siyasi ve ekonomik değerler, çıkarlar ve güvenlik kaygıları açısından da büyük bir öneme ve anlam derinliğine sahiptir. Umudumuz Türkiye ile AB arasındaki bu çok boyutlu diyaloğun daha yapılandırılmış ve sürdürülebilir bir zemine oturtulması ve ardından somut ortak adımlara ve eylemlere dönüşerek, giderek daha parçalı ve öngörülemez hale gelen bir dünyada Türkiye ve AB’nin istikrar ve iş birliği güçleri olarak birlikte hareket etmelerini sağlamasıdır” cümlelerini kurdu.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ise resepsiyonda yaptığı konuşmada şöyle konuştu: “Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ortaya koyduğu muasır medeniyetler seviyesine ulaşma ideali ile uyumlu olan bu üyeliğin bir an önce gerçekleşmesi gerektiğine yürekten inanıyorum. Avrupa ruhunun da temeli olan evrensel değerler demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ülkemizde de tam manasıyla yerleşmesi açısından bu üyelik önem arz etmektedir. Türkiye 4 milyona yakın sığınmacıya ev sahipliği yapıyor. Onların temel ihtiyaçlarını eğitim, sağlık, korunma, barınma ihtiyaçlarını karşılıyor ve sosyoekonomik destek sağlıyor. Türkiye’nin AB üyesi olmasının avantajlarından faydalanmadan AB adına bu yükü kaldırması sürdürülebilir değildir. AB’nin beşinci büyük ticaret ortağı olmasına ve adaylık statüsü çerçevesinde sosyal, kültürel, bilimsel ve sportif bağları bulunmasına rağmen halkımızın AB ülkelerine gitmede vize engeline takılması aramızdaki anlaşmalara ve iş birliğimizin ruhuna ters düşmektedir ve bir an önce düzeltilmelidir” sözlerini kullandı.
Bu içerik de ilginizi çekebilir AVRUPA GÜNÜ RESEPSİYONLA KUTLANDI
0 comments